Çanakkale Deniz Savaşları: Türk Milletinin Zaferi
Çanakkale Deniz Savaşları: Türk Milletinin Zaferi
Çanakkale Deniz Savaşları, 1915 yılının Mart ayında, I. Dünya Savaşı'nın önemli ve dönüm noktalarından biri olarak tarih sahnesinde yer alır. Osmanlı İmparatorluğu'na karşı İngiltere ve Fransa'nın başını çektiği İtilaf Devletleri'nin giriştiği bu savaş, sadece bir askeri çatışma değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgelerinden biri haline gelmiştir.
Savaşın Başlangıcı ve Düşman Planı
İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu'nu savaş dışı bırakmak ve İstanbul'u ele geçirerek Rusya'ya yardım göndermek amacıyla Çanakkale Boğazı'na büyük bir deniz saldırısı başlatmayı planlamışlardır. Bu plan doğrultusunda, 3 Kasım 1914'te ilk top atışlarıyla başlayan saldırılar, 1915 yılına kadar yoğunlaşarak devam etmiştir. İngiliz ve Fransız donanmaları, Osmanlı’nın savunma hattındaki tabyaları hedef alarak büyük bir bombardıman başlatmışlardır.
İngiliz donanmasının Amiral Carden komutasında, 19 Şubat 1915'te başlayan büyük saldırı, 18 Mart 1915'te gerçekleşmesi planlanan final saldırısına hazırlık olarak görülüyordu. Ancak, bu büyük deniz harekâtı, Türk savunmasının direnci ve özellikle Nusrat Mayın Gemisi'nin döşediği mayınlarla büyük bir darbe alacaktır.
Savunma Stratejisi ve Nusrat’ın Rolü
İtilaf Devletleri'nin saldırısı karşısında Osmanlı İmparatorluğu, büyük bir askeri güç ve teknoloji farkı olmasına rağmen, Çanakkale Boğazı'nı savunma kararlılığını göstermiştir. Boğazın savunmasında başrolü, Boğaz boyunca konuşlanmış top bataryaları ve Nusrat Mayın Gemisi oynamıştır. Özellikle Nusrat, Çanakkale'nin kaderini değiştirecek önemli bir rol üstlenmiştir.
Tophaneli Hakkı Bey komutasındaki Nusrat, 6 Mart 1915 gecesi büyük bir cesaretle boğazın en kritik noktalarına mayın döşemiştir. 26 mayınla Çanakkale Boğazı'nın savunmasına katkı sağlayan Nusrat, düşman donanmasını büyük bir tuzağa düşürmüştür. Havanın sisli olması ve Nusrat’ın başarılı manevraları sayesinde, mayınlar hiçbir zorluk yaşamadan suya dökülmüş ve çok geçmeden düşman donanması tarafından fark edilmiştir.
18 Mart 1915: Çanakkale’nin Dönüm Noktası
18 Mart 1915’te, İtilaf Devletleri’nin 18 savaş gemisi, 506 top ile Çanakkale Boğazı’na doğru ilerlemiş ve boğazı geçmeye çalışmıştır. Türk topçuları, düşman donanması daha yakın mesafeye girmeden yoğun ateşle karşılık vermiştir. Ancak, İtilaf Devletleri'nin güçlü donanması, saatler süren çatışmada Türk tabyalarına büyük zarar vermiştir. Bununla birlikte, 12.00'de Nusrat'ın döşediği mayınlara takılan Bouvet, Suffren ve Gaulois gibi düşman zırhlıları bertaraf olmuştur.
Saatler ilerledikçe, Türk topçularının direncini kıran düşman gemileri, Boğaz’a yaklaşmaya devam etmiştir. Ancak, bu sırada Boğaz’ın son umudu olan Seyit Onbaşı’nın kahramanlığı devreye girecektir.
Seyit Onbaşı'nın Kahramanlığı
Ocean zırhlısının, boğazın iki yakasında bulunan tabyalara yoğun ateş açarak ilerlemesi, Osmanlı savunmasının son direncini kırmaya yaklaşmıştır. Fakat, son tabya olan Mecidiye tabyasına yapılan saldırı sırasında, Havranlı Seyit Onbaşı'nın büyük kahramanlığı tarihe geçmiştir. 276 kilogramlık top mermisini sırtına alarak, o anın zorluklarını aşarak topu ateşlemiş ve Ocean zırhlısını boğazın sularına gömmüştür. Bu olay, Çanakkale’deki kahramanlık destanının en önemli anlarından biri olmuştur.
Sonuç ve Çanakkale’nin Zaferi
Çanakkale Boğazı’na 18 Mart’ta yapılan büyük saldırı, Türk milletinin kahramanlığı ve direnci sayesinde büyük bir başarıyla sonlanmıştır. Düşman donanması, toplamda üç büyük zırhlı kaybetmiş, birkaç zırhlı da ağır hasar almıştır. Sonuç olarak, Çanakkale Boğazı, İtilaf Devletleri tarafından geçilememiş ve İstanbul'a yapılan saldırı başarısız olmuştur.
Bu zafer, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir adım olmuştur. Çanakkale’nin geçilememesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun direncinin simgesi haline gelmiş ve Türk milletinin, Kurtuluş Savaşı’na giden yolda en büyük moral kaynağı olmuştur.
Çanakkale Zaferi, aynı zamanda bir ulusun geleceği için verilen mücadelenin, bireysel kahramanlıkların ve milletin bir araya gelerek gerçekleştirdiği zaferin büyüklüğünün bir göstergesi olmuştur. “Çanakkale Geçilmez” sözü, Türk milletinin azim ve kararlılığını simgeleyen bir tarihsel ifade olarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Sonuç Olarak
Çanakkale Deniz Savaşları, dünya tarihinde, bir ulusun direncini ve vatan savunmasını simgeleyen en büyük zaferlerden biridir. Bu zafer, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki en önemli kilometre taşlarından birini oluşturmuş, Türk askerinin kahramanlığını tüm dünyaya göstermiştir. Çanakkale, Türk milletinin "Vatanı savunma" anlayışının bir simgesi olarak tarihe kazınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder